en iyi

Turkish-English Translation

  1. best
  2. Information Technology optimum
  3. (Lat.) summum bonum
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ikinci en iyi
second best
ikinci en iyi
second-best Adjective, Competition Law
en iyi ... ödülü
awards for best ... Noun
en iyi biçimde yararlanmak
to make the most of Verb
en iyi dileklerimizle
sincerely Adverb
en iyi dileklerimle
sincerely Adverb
en iyi dileklerini aktarmak
to convey one's sincere wishes Verb
en iyi dileklerini göndermek
to send one's best wishes Verb
en iyi dönemi
bloom
en iyi duruma getirme
optimization Noun
en iyi fiyat
best price
en iyi fiyata
at the best price
en iyi fiyattan
at market
en iyi fiyattan
(US) at best
en iyi giyinen adam
best turned- out man
en iyi haber alan gazeteci
best posted correspondent
en iyi İngiliz malı
of best english make
en iyi iş çevrelerinde dolaşmak
to move in the best society Verb
en iyi işçiliği garanti etmek
to guarantee the finest workmanship Verb
en iyi işçilik
of first-class make
en iyi istatistik sonuçları
optimum statistics Noun
en iyi kalite
of finest a
en iyi kalite
a1
en iyi kalite
best quality
en iyi kalite
tiptop
en iyi kalite
world-class Adjective
en iyi kalite mal
good-class
en iyi kalite mal
good- class article
en iyi kalite mal kullanılmasını şart koşmak
to stipulate for the best material to be used Verb
en iyi kalite mal kullanılmasını şart koymak
to stipulate for the best material to be used Verb
en iyi kalite ürün
first-rate make
en iyi kural
golden rule
en iyi mal
best make
en iyi marka
best make
en iyi olmak
to come off best Verb
en iyi şartlar altında
under the best conditions
en iyi satılan mal grubu
best selling line
en iyi savunma mevzii
best defended box
en iyi sonuç
optimum result
en iyi sonuç alan reklam
advertising pulling the best results
en iyi ürün
best product
en iyi uygulama
best practice
en iyi yazarlardan seçmeler toplamak
to cull extract from the best authors Verb
en iyi yazın satmak
to sell best in the summer Verb
en iyi yerleri zaptetmek
to bag the best seats Verb
en iyi yönetilen şirketlerden olmak
to be rated of the best managed companies Verb
(eğitim , Br) en iyi sınıf grubu
a a
bilinen en iyi sonuçlar
state-of-the-art results Noun
bir konunun en iyi bildiği bir alana girmesi
to be intelligent of a subject
birini en iyi dostları arasında saymak
to count someone among one's best friends Verb
birşeyi en iyi şekilde kullanmak
to use something to maximum advantage Verb
birşeyi en iyi şekilde kullanmak
to use something to full advantage Verb
borsada borsa bankerinin ayarlayacağı en iyi fiyat
best price
doğramacılıkta kullanılan en iyi tür meşe
wainscot
elinden gelen en iyi işi yapmaya hazır
on one's mettle
ikinci en iyi gümrük tarifesi politikası
second- best tariff policy Noun
ikinci en iyi gümrük tarifesi politikası
second-best tariff policy Noun
ikinci en iyi takım giysi
second best suit
ikinci en iyi teoremi
theory of second best
kişinin en iyi elbisesi
sunday clothes
mallarınızın en iyi kalitede olması gerekmektedir
your goods must be in a1 condition
personelin en iyi kullanım şekli
management goal
saldırı en iyi savunma biçimidir
attack is the best form of defence
saldırı en iyi savunma biçimidir
attack is the best form of defense
Hayat Boyu En İyi Arkadaş
BFF (Best Friends Forever) Noun
Sonsuza Dek En İyi Arkadaş
BFF (Best Friends Forever) Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database